Afyonkarahisar

baskomutanlik savasi


== 1922 Yazında durum ==
 
[[Sakarya Meydan Muharebesi]] sonucunda Yunan tarafı Şubat ve Mart 1922'de Londra'ya uzun bir ziyarette bulunarak ülkesine yapılan askeri yardımın artırılmasını istedi. Ancak bu istek Lloyd George hükümetince reddedildi. Gounaris bunun üzerine Yunan ordusunu Anadolu'dan çekme tehdidinde bulundu ise de bunu kendi hükümetine kabul ettiremeyerek istifaya zorlandı.
başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Sakarya'da kazanılan savaşın en önemli sonucu 20 Ekim 1921'de Ankara Hükümeti ile Fransa arasında imzalanan anlaşma oldu. Bu anlaşma ile Fransa Türkiye'ye karşı katı bir politika izleyen İngiltere'den yolunu ayırarak Türkiye ile işbirliği yoluna girmişti. Bu arada İtalyanların da Temmuz 1921'de Antalya bölgesinden çekilerek Yunanistan'a karşı Türk tarafını destekleyen bir tavır almasıyla müttefikler arasındaki anlaşmazlıklar iyice su yüzüne çıktı. <ref>Baskın Oran, ed., Türk Dış Politikası, İletişim Yay. 2001, C. I, sf. 146.</ref>
 
TBMM Hükümeti Dişişleri Bakanı [[Yusuf Kemal Tengirşenk|Yusuf Kemal Bey]]'in (Tengirşenk) Şubat 1922'deki Londra ve Paris ziyaretlerinden sonra, İngiltere, Fransa ve İtalya temsilcileri Mart 1922'de Paris'te toplanarak ateşkes de dahil olmak üzere [[Sevr Antlaşması]]'nda bazı değişiklikler yapmayı öngören önerilerde bulundular. Fakat Ankara Hükümeti öncelikle Yunan ordusunun Anadolu'yu tahliye etmesinde ısrar edince anlaşma sağlanamadı.
 
Atatürk bu işler sonucunda başkomutanlığa yükselmiştir(3 ay boyunca)
 
Temmuz ayında İçişleri Bakanı [[Fethi Okyar|Fethi Bey (Okyar)]] Paris ve Londra'yı ziyaret etti. Bu görüşmelerden bir sonuç alınamaması üzerine Türk hükümeti barış yolunun kapalı olduğuna hükmederek taarruz kararı aldı. Fethi Bey Ankara'ya 14 Ağustos'ta yolladığı raporda "Milli gayenin sağlanması, ancak askeri faaliyetlerle kabil olabilecektirına askeri güçle kabul ettirme girişimi Anadolu'daki Yunan askeri pozisyonunun savunulamaz durumda olduğunun bilincinde olan Yunan başbakanı '''Dimitros Gounaris''', " görüşünü bildirdi.
== Türk çalışmaları ==
 
15 Eylül 1921 tarihinden geçerli olmak üzere [[seferberlik]] ilan edilerek, [[1899]], [[1900]], [[1901]] doğumlular silah altına alınmış, ordunun asker eksiği tamamlanmıştı. Türk kuvvetlerinin eksikleri de çeşitli (siviller dahili) kaynaklardan tamamlanmaya çalışıldı. 20 Ekim 1921'de imzalanan anlaşmayla Çukurova'daki işgalini sonlandıran Fransa'dan önemli miktarda silah ve mühimmat desteği alındı. Sovyetler Birliği'nden sağlanan mali yardım da orduyu geliştirmekte kullanıldı. Kara Kuvvetleri mevcudu 200.000'e ulaştı. Yiyecek, giyecek ve cephane yeterli düzeye getirildi.
 
Genel taarruz hazırlıkları [[Haziran]] [[1922]]'de başlatıldı. [[6 Ağustos]] [[1922]]'de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. Mustafa Kemal [[Akşehir]]'e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz [[Afyon]]'un güneyinden [[Dumlupınar]] yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek düşman kuvvetleri tümüyle yok edilecekti. Türk ordusu Yunan cephesinin en güçlü direnek merkezinden saldıracaktı.
 
== Yunan hazırlıkları ==

Yunanlılar bir Türk taarruz'una karşı hazırlıksız değildi. Öncelikle Afyon bölgesi tamamen müstahkem hale getirilmiş, sıra sıra tel örgüler, makineli tüfek yuvaları ve topçu mevzileri ile takviye edilmişti. Ayrıca, bir geri çekilme gerektiğinde Afyon kuzeyinde İlbulak dağı merkez olmak üzere 2.(ikinci) bir mevzi daha geride Dumlupınar-Toklusivrisi hattında 3. bir mevzi hazırlanmıştı.
 
Bunun yanında İzmir-Afyon-Eskişehir demiryolu, [[Mudanya]] iskelesinin Yunanlıların elinde olması, keşif uçakları, 4000 den fazla kamyon ve otomobil Türk ordusuna kıyasla büyük bir lojistik ve keşif üstünlüğü sağlıyordu.
 
Bunlara dayanarak, Yunanlılar açık araziden gelecek bir tehdide karşı hem sayı üstünlüklerini koruyarak taarruzu defedebileceklerini, hem de keşif kabiliyetleri ve İngiliz casusluk ağı ile bu taarruz için yapılması gereken bir yığınağı önceden tespit edebileceklerini düşünüyorlardı.
 
Ayrıca, güneyden gelebilecek bir tehdit karşısında ise Afyon-Çay doğrultusunda bir karşı taarruz ile Türk ordusunu ikmal üslerinden ayırıp imha etmeyi planlamakta idiler.
 
Mustafa Kemal Paşa, ordunun taarruz hazırlıklarını büyük bir gizlilik içinde sürdürmüştür. Taarruzu gizlemek için Temmuz ayı sonunda ordu birlikleri arasında bir futbol turnuvası düzenleyerek komutanlarla topluca görüşme imkânı sağlamıştır.
 
Büyük taarruz öncesinde Yunan Cephe Ordusu 3 Kolordu düzeninde Eskişehir Kuzeyinden Afyon güneyine kadar yayılmış, en kuzeyde İnegöl'de 11. Piyade Tümeni Uşak'ta ise 2. Piyade Tümeni ve bazı bağımsız alaylarla yanlarını kapatmakta idi. Yunan ordusunun toplam mevcudu 200.000 kadar olup, bunun 150.000'i Anadolu'da bulunmaktaydı.
 
3. Yunan Kolordusu (General Sumilas) [[Eskişehir]] önlerinde 3., 10. ve 15.Piyade Tümenleri ile [[Bursa]] istikametini kapatırken aynı zamanda [[Kütahya]] önlerinde mevzilenmiş 2.Yunan Kolordusu (General Digenis) 7., 9. ve 13.Piyade Tümenleri ile hem cephenin orta kısmını kapatmakta hem de [[Eskişehir]] veya Afyon'a yönelebilecek bir Türk taarruzuna karşı 3. veya 1. Kolorduya ihtiyat vazifesi görmekte idi. 1.Yunan Kolordusu (General Trikupis) ise karargahı Afyon'da olmak üzere cephenin güneyini savunmakta idi. 1.Kolordu tümü cephe hattında olmak üzere 1., 4., 5. ve 12.Piyade tümenlerine komuta etmekte idi.

General Hacianesti Yunan Küçük Asya Ordusunun başına getirildiğinde Büyük Taarruz kaderine etkileyecek iki karar aldı;
 
Bunlardan ilki 1. Kolordu komutanı ihtiyattaki 2. Kolordu'ya savaş durumunda emir verme yetkisini kaldırması, diğeri ise 1.Kolordu'nun normal düzeninde kendi ihtiyatında olan tümenleri de cephe hattına yayarak Trikupis'i tamamen ihtiyatsız bırakması idi. Böylece, [[Afyon]]'a yönelecek bir Türk taarruzunda eğer cephe zorlanırsa, [[Trikupis]] ya İzmir'deki üstü Hacianesti'yi 2.Kolorduyu veya en azından birliklerinden bir kısmını kendi emrine almak için ikna etmek zorunda kalacaktı. Savaş durumunda iletişim yetersizliği ve zamanın kritikliği dikkate alındığında feci derecede yanlış bir karar olduğu daha sonra açığa çıkacaktı.
 
== Büyük Millet Meclisi Ordusu ==
 
* '''1. Ordu''' ([[Sakallı Nurettin Paşa]], Kurmay Başkanı: [[Mehmet Emin Koral]])
Bu ordu komutasında yer alan 4.Kolordu (1., 2. ve 4. Kolordular ile 5. Süvari Kolordu) yarma harekatını yapacak birlikleri oluşturuyordu ki toplamda 11 Piyade, 3 Süvari Tümeninden kuruluydu. Toplam muharip mevcudu 88.000 piyade, 12.000 süvari ve 137 top idi.
 
** '''1. Ordu emrinde'''
*** 3. Süvari Tümeni ([[İbrahim Çolak]])
*** 6. Tümeni([[Nazmi Solok]])
 
** '''1. Kolordu''' ([[İzzettin Çalışlar]])
*** 57. Tümen ([[Reşat Çiğiltepe]])
*** 14. Tümen ([[Ethem Necdet Karabudak]])
*** 15. Tümen ([[Ahmet Naci Tınaz]]) 
*** 23. Tümen ([[Ömer Halis Bıyıktay]])
4 tümeni sırasıyla Çiğiltepe, Kırcaaslan Tepe, Tınaz Tepe ve Belen Tepe'ye taaruz edecekti. Çiğiltepe 5. Yunan Alayı, Kırcaslan ve Tınaztepe 49. Yunan Alayı tarafından savunuluyordu. Taarruz'dan bir gün önce bir şeyler olacağından şüphelenen General Trikupis Tınaztepe gerisine 7.Yunan Tümeninden iki alay daha getirtmişti.
 
** '''4. Kolordu''' ([[Kemalettin Sami Gökçen]])
*** 11. Tümen ([[Ahmet Derviş]])
*** 12. Tümen ([[Osman Nuri Koptagel]])
*** 5. Kafkas Tümeni ([[Halit Akmansü]])
*** 8.Tümen ([[Kazım Sevüktekin]])
4 Tümen ile Belentepe doğusu, Kalecik Sivrisi ve B. Kalecik üzerinden Afyon'a taarruz edecekti. Bu hat 35. ve 8. Yunan Alayları tarafından tutulmakta ve 11. ve 5/42. [[Efzon Alayları]] tarafından deteklenmekte idi.
Her iki kolordunun gerisinde
 
** '''2. Kolordu''' ([[Ali Hikmet Ayerdem]])
*** 7. Tümen ([[Ahmet Naci Eldeniz]])
*** 4. Tümen ([[Mehmet Sabri Erçetin]])
*** 3. Kafkas Tümeni ([[Kazım Orbay]])
Sandıklı-Şuhut hattında ihtiyat olarak tutulmakta idi.
 
** '''5. Süvari Kolordusu''' ([[Fahrettin Altay]])
*** 1. Süvari Tümeni ([[Mürsel Bakü]])
*** 2. Süvari Tümeni ([[Ahmet Zeki Soydemir]])
*** 14. Süvari Tümeni ([[Mehmet Suphi Kula]])
Ahırdağı üzerindeki sarplığı dolayısı ile geceleri Yunanlılar tarafından savunulmayan Ballıkaya mevkiinden bir sızma harekatı ile Tokuşlar köyüne inecek ve İzmir demiryolunu kesecekti.
 
* '''2. Ordu''' ([[Yakup Şevki Subaşı]], Kurmay Başkanı: [[Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet]])
 
** '''3. Kolordu''' ([[Şükrü Naili Gökberk]])
*** 61. Tümen ([[Salih Omurtak]])
*** 41. Tümen ([[Alâattin Koval]])
*** 1. Tümen ([[Abdurrahman Nafiz Gürman]])
 
** '''6. Kolordu''' ([[Kâzım İnanç]])
*** 17. Tümen ([[Hüseyin Nurettin Özsu]])
*** 16. Tümen ([[Aşir Atlı]])
 
Yarma bölgesinde Türk kuvvetlerinin toplam 100.000 askerine (8 Piyade ve 3 Süvari Tümeni) karşılık Yunan kuvvetleri takviyeli 2 Tümen (30.000 kişi) gücünde idi. Bu ise askerliğin en eski prensibi olan sonuç yerinde düşmana sayıca 1'e 3 üstün olma kaidesini yansıtıyordu. Bunun üzerine taarruz inisiyatifinin Türk tarafında olması, çok üstün bir topçu desteği (137 ağır ve orta top), üstün süvari gücünün varlığı, ayrıca, üstün komuta heyeti eklenince Yunanlıların bu taaruz karşısında fazla bir varlık göstermeleri mucize olacaktı.
 
=== Taarruzun başlaması ===

[[Dosya:Greek POW generals.jpg|thumb|250px|2 Eylül'de esir alınan Yunan Ordusu komutanları: ''soldan sağa'' 4.Tümen komutanı Dimaras, 1. Kolordu komutanı (Başkumandanlığına yeni tayin edilen) Trikupis, Kurmay Albay Adnan Bey, 2. Kolordu komutanı Dighenis (Diyenis), Yüzbaşı Emin]]
26 Ağustos gecesi, 5. Süvari Kolordusu Ahır Dağları üzerindeki Yunanlıların gece savunmadığı Ballıkaya mevkiinden sızma yaparak Yunan hatlarının gerisine intikale başlamıştır. İntikal bütün gece sabaha kadar sürmüştür.
 
26 Ağustos sabaha karşı 4:30 da başlaması planlanan taarruz sis sebebiyle ancak 5:30 da başlayabilmiş, yarım saat süren çok yoğun bir bombardıman ile yunan ön hat mevzileri büyük yıkıma uğratılmış, topcu gözetlemesi ve makineli tüfek mevzileri iş göremez hale getirilmiştir. 6:00 da başlayan piyade taarruzu, kısa sürede gelişmiş, Tınaztepe, Belentepe, Kalecik sivrisinin ele geçirilmesi ile sonuçlanmıştır. Ancak, gerek geriden gelen yunan takviyelerinin direnmesi, gerek Sincanlı Ovası'nda mevzilenmiş yunan topçularının şiddetli ateşi gerekse de taarruz momentinin kaybedilmesi ile taarruz öğlene doğru yavaşlamış ve durmuştur. Tınaztepe'deki kuvvetli Yunan karşı taarruzu ve Kurtkaya mevzisinin direnişi ile Türk kuvvetleri kısmi geri çekilmelerle akşam saatlerinde bir denge oluşmuştur. Bu esnada 2. Türk Ordusu'nun özellikle 2. Yunan Kolordusu'na şiddetli taarruzları bu kolordu kuvvetlerinin 1. Kolordu'yu daha fazla takviye edememesine yolaçmış, Hatzanesti'nin sarsılan güney cephesini takviye etmek yerine, 2. Kolordu'nun esas plandaki gibi Çay istikametine taarruz etmesi emri işleri daha da karıştırmış, Yunanlıları stratejik bir sıkıntıya sokmuştur. Öte yandan yarma bölgesinin batısında Türk kolordusu , izmir-uşak bağlantısını kesmiş, cephe gerisinde büyük kargaşaya yolaçmıştır.
 
[[Dosya:Dumlupinar-memorial-statue.jpg|250px|thumb|Türk Taarruzunun başlangıcını simgeleyen [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]] heykeli.]]
Trikupis, bu durumda elindeki tek şansın eldeki bütün ihtiyatları ile Kalecik sivrisi(belen tepesi) istikametinde bir gece taarruzu yapmak olduğunu düşünmüştür. Ancak, Türk devam taarruzunun (topların ileri alınmasının desteği ile) 27 Ağustos sabaha karşı Tınaztepe, Erkmentepe ve Kurtkaya tepesinin düşürmesi neticesinde 4. Piyade Tümeni'nin dağılması, 1. Piyade Tümeni'nin ağır kayıplarla geri çekilmesi Yunan cephesinin 27 Ağustos öğlen saatlerinde tamamen çökmesine yolaçmıştır. Cephenin hiç beklenmedik bir şekilde çökmesi, Yunan 1. Kolordusunu ikiye bölmüş, kuşatılmamak için, İzmir yönünde bir geri çekilme yerine ulaşım altyapısı yetersiz Kuzeybatı yönünde çekilmekten başka imkân kalmamış, Yunan 1. Kolordu karargahı, 4. Tümenin kalıntıları, 5. ve 12. Tümenler, 2. Kolordu birlikleri Afyon-Döğer hattını bırakarak İlbulak Dağı civarına çekilmiştir. Diğer tarafta kalan General Frangu komutasındaki 1. Tümen ve takviye birlikleri İlbulak hattında da duramayarak, Dumlupınara çekilmeye devam etmiş böylece Yunan ordusu içindeki sevk ve idare bütünlüğü bozulmuştur.
 
28 Ağustos-30 Ağustos sabahı arasında Türk birlikleri ile çekilen Yunan birlikleri arasında yer yer şiddetli çatışmalar çıkmış, Yunan birliklerinin Türk kuvvetlerinin takibinden kurtulamaması, mevzi almalarına engel olmuştur. Ayrıca, 3. Kolordu ile geri çekilen Yunan birliklerinin arasında açılan boşluktan içeri dalan 2. Türk Ordusu birliklerinin Kuzeyden çevirme yapması Yunan ordusunun ana parçası olan 1. ve 2. Kolordu birliklerinin Murat Dağı eteklerinde bir torbaya girmesine yolaçmıştır. 30 Ağustos günü akşam saat 19:30'a kadar süren bugün Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak bilinen büyük çarpışmalarda Yunan birlikleri imha edilip dağıtılmıştır. Bu muharebede Yunan 4. ve 12. Tümenleri tamamen, 5. ve 9. Tümenleri kısmen imha olmuştur.''
 
Savaş alanında yapılan incelemelerde her iki kolordunun neredeyse bütün malzemesi, 4000 ölü, 10.000'e yakın esir tespit edilmiştir.-22 gün süren Sakarya savaşının Yunanlılara yaklaşık 5000 ölüye mal olduğu düşünülürse bir günde verilen kaybın büyüklüğü daha iyi anlaşılır.-
 
General Trikupis ve kurmaylarının bir kısmı ile 10.000 civarında asker Kızıltaş vadisinden gece karanlığında kaçmayı başarmıştır. Bu kuvvetlerin önemli bir kısmı (6000 asker) 2 Eylül de Uşak'ta Türk kuvvetlerine teslim olmuştur.     
 
Bu son muharebe ile birlikte bir zamanlar Yunan Ordusunun bel kemiğini teşkil eden 6 Piyade Tümeni (85.000 asker) dağıtılmıştır. Türk kuvvetlerinin önünde İzmir yönünde hırpalanmış 2 Tümen ve bazı bağımsız alaylar, Bursa istikametinde ise sağ kanatları tamamen açıkta kalmış, önlerinde tahmin edemedikleri düşman kuvvetlerinin hedefi haline gelmiş 3. Kolordu kalmıştır. Bundan sonrasında savaş tamamen bir kaçma kovalamaya dönmüş, 9 Eylül'de İzmir, 17 Eylül'de Bandırma'dan kalan Yunan birliklerinin tahliyesi ile son bulmuştur.
 
Bu savaşta Yunan Ordusu 130.000 den fazla askerini kaybetmiştir. Buna karşılık Türk askeri kayıpları 12.500 civarında tespit edilmiştir. Her iki tarafın sivil kayıpları üzerinde herhangi bir istatistik bulunmamakla birlikte Batı Anadolu'nun büyük ölçüde harap olması maddi kayıplar hakkında bir fikir verebilir.
 
Meydan savaşından sonra, çevreyi gezen Mustafa Kemal Paşa, düşmanın ağır yenilgisini, savaş alanında bıraktığı silah, cephane ve savaş malzemesini, ölülerini, sürü sürü esirin kafilelerle geriye götürülmesini gördükten sonra çok duygulanmış ve yanındakilere,
 
''"Bu manzara insanlık için utanç vericidir. Ama biz burada vatanımızı savunuyoruz. Sorumluluk bize ait değildir"'' demiştir.
 
=== Taarruzun başlaması ===
[[Dosya:Greek POW generals.jpg|thumb|250px|2 Eylül'de esir alınan Yunan Ordusu komutanları: ''soldan sağa'' 4.Tümen komutanı Dimaras, 1. Kolordu komutanı (Başkumandanlığına yeni tayin edilen) Trikupis, Kurmay Albay Adnan Bey, 2. Kolordu komutanı Dighenis (Diyenis), Yüzbaşı Emin]]
26 Ağustos gecesi, 5. Süvari Kolordusu Ahır Dağları üzerindeki Yunanlıların gece savunmadığı Ballıkaya mevkiinden sızma yaparak Yunan hatlarının gerisine intikale başlamıştır. İntikal bütün gece sabaha kadar sürmüştür.
 
26 Ağustos sabaha karşı 4:30 da başlaması planlanan taarruz sis sebebiyle ancak 5:30 da başlayabilmiş, yarım saat süren çok yoğun bir bombardıman ile yunan ön hat mevzileri büyük yıkıma uğratılmış, topcu gözetlemesi ve makineli tüfek mevzileri iş göremez hale getirilmiştir. 6:00 da başlayan piyade taarruzu, kısa sürede gelişmiş, Tınaztepe, Belentepe, Kalecik sivrisinin ele geçirilmesi ile sonuçlanmıştır. Ancak, gerek geriden gelen yunan takviyelerinin direnmesi, gerek Sincanlı Ovası'nda mevzilenmiş yunan topçularının şiddetli ateşi gerekse de taarruz momentinin kaybedilmesi ile taarruz öğlene doğru yavaşlamış ve durmuştur. Tınaztepe'deki kuvvetli Yunan karşı taarruzu ve Kurtkaya mevzisinin direnişi ile Türk kuvvetleri kısmi geri çekilmelerle akşam saatlerinde bir denge oluşmuştur. Bu esnada 2. Türk Ordusu'nun özellikle 2. Yunan Kolordusu'na şiddetli taarruzları bu kolordu kuvvetlerinin 1. Kolordu'yu daha fazla takviye edememesine yolaçmış, Hatzanesti'nin sarsılan güney cephesini takviye etmek yerine, 2. Kolordu'nun esas plandaki gibi Çay istikametine taarruz etmesi emri işleri daha da karıştırmış, Yunanlıları stratejik bir sıkıntıya sokmuştur. Öte yandan yarma bölgesinin batısında Türk kolordusu , izmir-uşak bağlantısını kesmiş, cephe gerisinde büyük kargaşaya yolaçmıştır.
 
[[Dosya:Dumlupinar-memorial-statue.jpg|250px|thumb|Türk Taarruzunun başlangıcını simgeleyen [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]] heykeli.]]
Trikupis, bu durumda elindeki tek şansın eldeki bütün ihtiyatları ile Kalecik sivrisi(belen tepesi) istikametinde bir gece taarruzu yapmak olduğunu düşünmüştür. Ancak, Türk devam taarruzunun (topların ileri alınmasının desteği ile) 27 Ağustos sabaha karşı Tınaztepe, Erkmentepe ve Kurtkaya tepesinin düşürmesi neticesinde 4. Piyade Tümeni'nin dağılması, 1. Piyade Tümeni'nin ağır kayıplarla geri çekilmesi Yunan cephesinin 27 Ağustos öğlen saatlerinde tamamen çökmesine yolaçmıştır. Cephenin hiç beklenmedik bir şekilde çökmesi, Yunan 1. Kolordusunu ikiye bölmüş, kuşatılmamak için, İzmir yönünde bir geri çekilme yerine ulaşım altyapısı yetersiz Kuzeybatı yönünde çekilmekten başka imkân kalmamış, Yunan 1. Kolordu karargahı, 4. Tümenin kalıntıları, 5. ve 12. Tümenler, 2. Kolordu birlikleri Afyon-Döğer hattını bırakarak İlbulak Dağı civarına çekilmiştir. Diğer tarafta kalan General Frangu komutasındaki 1. Tümen ve takviye birlikleri İlbulak hattında da duramayarak, Dumlupınara çekilmeye devam etmiş böylece Yunan ordusu içindeki sevk ve idare bütünlüğü bozulmuştur.
 
28 Ağustos-30 Ağustos sabahı arasında Türk birlikleri ile çekilen Yunan birlikleri arasında yer yer şiddetli çatışmalar çıkmış, Yunan birliklerinin Türk kuvvetlerinin takibinden kurtulamaması, mevzi almalarına engel olmuştur. Ayrıca, 3. Kolordu ile geri çekilen Yunan birliklerinin arasında açılan boşluktan içeri dalan 2. Türk Ordusu birliklerinin Kuzeyden çevirme yapması Yunan ordusunun ana parçası olan 1. ve 2. Kolordu birliklerinin Murat Dağı eteklerinde bir torbaya girmesine yolaçmıştır. 30 Ağustos günü akşam saat 19:30'a kadar süren bugün Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak bilinen büyük çarpışmalarda Yunan birlikleri imha edilip dağıtılmıştır. Bu muharebede Yunan 4. ve 12. Tümenleri tamamen, 5. ve 9. Tümenleri kısmen imha olmuştur.''
 
Savaş alanında yapılan incelemelerde her iki kolordunun neredeyse bütün malzemesi, 4000 ölü, 10.000'e yakın esir tespit edilmiştir.-22 gün süren Sakarya savaşının Yunanlılara yaklaşık 5000 ölüye mal olduğu düşünülürse bir günde verilen kaybın büyüklüğü daha iyi anlaşılır.-
 
General Trikupis ve kurmaylarının bir kısmı ile 10.000 civarında asker Kızıltaş vadisinden gece karanlığında kaçmayı başarmıştır. Bu kuvvetlerin önemli bir kısmı (6000 asker) 2 Eylül de Uşak'ta Türk kuvvetlerine teslim olmuştur.     
 
Bu son muharebe ile birlikte bir zamanlar Yunan Ordusunun bel kemiğini teşkil eden 6 Piyade Tümeni (85.000 asker) dağıtılmıştır. Türk kuvvetlerinin önünde İzmir yönünde hırpalanmış 2 Tümen ve bazı bağımsız alaylar, Bursa istikametinde ise sağ kanatları tamamen açıkta kalmış, önlerinde tahmin edemedikleri düşman kuvvetlerinin hedefi haline gelmiş 3. Kolordu kalmıştır. Bundan sonrasında savaş tamamen bir kaçma kovalamaya dönmüş, 9 Eylül'de İzmir, 17 Eylül'de Bandırma'dan kalan Yunan birliklerinin tahliyesi ile son bulmuştur.
 
Bu savaşta Yunan Ordusu 130.000 den fazla askerini kaybetmiştir. Buna karşılık Türk askeri kayıpları 12.500 civarında tespit edilmiştir. Her iki tarafın sivil kayıpları üzerinde herhangi bir istatistik bulunmamakla birlikte Batı Anadolu'nun büyük ölçüde harap olması maddi kayıplar hakkında bir fikir verebilir.
 
Meydan savaşından sonra, çevreyi gezen Mustafa Kemal Paşa, düşmanın ağır yenilgisini, savaş alanında bıraktığı silah, cephane ve savaş malzemesini, ölülerini, sürü sürü esirin kafilelerle geriye götürülmesini gördükten sonra çok duygulanmış ve yanındakilere,
 
''"Bu manzara insanlık için utanç vericidir. Ama biz burada vatanımızı savunuyoruz. Sorumluluk bize ait değildir"'' demiştir.
 
== Sonuçları ==
* Büyük Taarruz, yaklaşık 200 yıldan beri Türk ordusunun galibiyetiyle sonuçlanan ilk taarruz savaşıdır. Çanakkale ve Sakarya'da Türk zaferi, hücum eden düşmanı durdurmakla sınırlı kalmıştır. Oysa Başkumandan Meydan Muharebesi'nde düşman ordusu topyekûn yokedilmiş, yaklaşık 150.000 kilometrekare alan 14 gün gibi kısa bir sürede ele geçirilmiştir.
 
* Zafer, Yunan işgaline son vererek Kurtuluş Savaşının kesin bir askeri sonuca ulaşmasını sağlamıştır. Böylece Türk tarafı Lozan'da (sözde toplanan barış konferansına) önemli bir diplomatik avantajla katılmış, askeri durumun barış görüşmelerinde aleyhte pazarlık kozu olarak kullanılmasını önlemiştir. (Taarruz olmasaydı Yunan ordusu belki İzmir'e çekilecek, barış konferansında Yunanlıların İzmir ve Ayvalık'taki durumu pazarlık konusu olacak, bu yerler sonuçta bir olasılıkla kurtarılsa bile karşılığında birçok taviz verilecekti.)
 
* Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu hareketi üzerindeki önderliği bu zaferle pekişmiş, böylece zaferden sonra kurulacak olan siyasi düzenin temelleri atılmıştır. (1922 yaz aylarında Büyük Millet Meclisi'nde Mustafa Kemal aleyhine başlatılan muhalefet hareketi zaferden sonra marjinalleşmiş, Mustafa Kemal Paşa tüm ülkede "kurtarıcı" olarak benimsenmiştir.)

Afyonkarahisar

İlk yerleşim izine, II. Murşil'in Arzava seferinde kullanıldığından bahsedilen ve Hapanova (Yüksek Tepe) olarak adlandırılan Kale'de rastlamaktayız. Günümüze kadar ulaşan Hitit sur parçalarından da burasının Hititlerce ilk defa kullanıldığını öğrenmiş oluyoruz.
devamını oku >

Şimdi Reklamlar

HTML/CSS Döken: Türkoğlu-Türk - Türkoğlu-Türk -//- Çizim: 6Noran - 6noran.com // 2012 - 2013
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol